Ülkemizin çeşitli bölgelerini temsil eden Yöresel Dernekler, yılda üç defa genel kurul yaparlar. Bunlardan biri ulusal kongre sırasında; diğer ikisi kış ve diğeri yaz döneminde derneklerin bulunduğu illerde, meslektaşlarımız arasında koordinasyonu ve iletişimi artırmak üzere yapılır.

Ulusal dernek başkanlığımızı da yapan Prof Mete Kıroğlu hocanın yöresel dernekler kurul başkanlığı yaptığı dönemde, bu toplantılara aile hekimlerine yönelik bilgilendirme toplantıları eklendi. Aile hekimlerinin biz KBB hekimlerinden beklentilerini ve bizim onlardan beklentilerimizi anladığımız ve anlattığımız toplantılar.

Bunların sonuncusunu Trakya Derneği Başkanı Prof Dr. Oğuz Güçlü’nün ev sahipliğinde Çanakkale’de yaptık. Öncelikle Oğuz’a misafirperverliği ve harika organizasyonu için teşekkür ederiz. Edirne’den ve Kırklareli’den gelerek onu yalnız bırakmayan  Prof Dr. Ahmet Karasalih, Prof. Dr. Muhsin Koten ve Prof. Dr. Mustafa Kemal Adalı hocalara da ayrıca teşekkür ederiz.

Yöresel dernek temsilcilerinin birer konuşma ile katkıda bulundukları bilimsel oturumların sabahki kısmı KBB uzmanlarına öğleden sonraki kısmı aile hekimlerine ayrılmıştı. Aile hekimlerinin hem sayı hem aktif katılımlarının yüksekliği takdire şayandı. Toplantı açılışında yaptığım konuşmayı buradan paylaşmak isterim.

Sayın başkanlarım değerli katılımcılar;

Biraz evvel yaptığımız saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması esnasında duygulandığımı ifade etmek isterim. İşgale karşı direndiğimiz ve ilelebet direneceğimizi gösterdiğimiz Çanakkale’nin milletimizin tarihinde ayrı bir yeri olduğu bir gerçek. Bu toplantı vesilesi ile buraya gelmekle bu derin ve anlamlı tarihten bir pay aldığımızı düşünüyorum. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Bu toplantının 18 Mart Çanakkale zaferi anma günlerine sayılı günlerin kaldığı bir zamana denk gelmesi de ayrıca anlamlı olmuştur. Ecdadımıza layık olabilmek için daha çok çalışacağız.

Salonda bulunan gençlere şöyle bir mesajım olsun. Benim asistanlık yıllarım baş boyun cerrahisinin popüler olduğu yıllardı. Hastaların yüzünü, boynunu dağıtan; sonrada lokal ve uzak flepler ile toplayan hocalarımızın vakalarını hayran hayran izlerdik. Sonra alerjik rinit ve immunoterapi toplantıları salonlara sığmaz oldu. Derken endoskopik sinüs cerrahisi oturumlarında yer bulunmaz oldu. Şimdilerde estetik girişimler revaçta. Gördüğünüz gibi trendler değişmekte. Burdan şu mesajı vermek istiyorum; yarında trendler değişecektir. Bana sadece rinoplasti yeter diyerek kendinizi sınırlandırmayın.

Öğrenmenin bir yaşı ve ortamı oluyor. Sonradan bu imkanlara erişmek ve zaman ayırmak mümkün olamıyor. Asistanlık yani öğrenme yıllarınızı belirli bir konuya yoğunlaşmak yerine, uzmanlığımızın birçok alanında yetkin bir KBB hekimi olmak için kullanın.  

Bu konuda çalıştığınız kliniklerin imkanları, hele sayınızın artmasına bağlı olarak asistan başına düşen vaka sayısı yetersiz olabilir. Bu konuda Torlak’ın sunduğu ve sunacağı imkanları kaçırmayın. Bizim nesil öğrenmek için yurtdışına gitmek durumunda kalıyordu. Günümüzde hem hocalarımızın yetkinliği, hem de imkanlarımızın varlığı bu zorunluluğu ortadan kaldırmış gibidir. Öğrenme döneminizde kendi kişisel gelişiminize yatırım yapmak adına, bedelli de olsa kadavra kurslarını kaçırmamanızı tavsiye ederim.