TANIDIĞIM ŞİNASİ YALÇIN

Taşrada toplantı yapılabilir mi demedi, yaptı, tüm Türkiye’yi Elazığ’da topladı, O bir öncüydü…

Kısıtlı imkanlara rağmen sürdürülebilirlik nedir, hepimize gösterdi. Anadolu’daki kimi geleneksel toplantıların ondan cesaret aldığını söyleyebiliriz. O bir örnekti…

Daha dernek kurarken sadece ilini değil, 10 civarında ili kapsayan bir anlayışa sahip olmak, bu vizyonun gönülden kabul edildiğini görmek ve göstermek takdire şayandır. O bir liderdi…

Toplantıların sadece akademik değil aynı zamanda yörenin doğal ve tarihi güzelliklerine bir dokunuş olabileceğini ilk onun toplantılarında gördüm, örnek almaya çalıştım. O bir farktı…

Kliniğinde çalışan çok iyi bir odiometristin, Denizlili olmasından sebep bırakın kaybetmekten çekinmeyi, bana telefon açarak referans ve kefil olması, onun hocalığının, klinik sorumluluğunun ötesinde, öncelikle insani bir yönünün olduğunun kanıtıydı.  O bir insandı…

Derneğimizin rotasyon usulü yönetilmesi için bir yönerge hazırlandığında ilk başkanın kim olacağı, kurulmak istenen yöntemin sürdürülebilirliğini görmek bakımından önemli idi. Nitekim bir konsensüs halinde Şinasi hocamızın isminde karar kılındı. Sıra tekrar Anadolu’ya geldiğinde bana desteğini unutamam. Güzel insanların destekleri sorumluluğunuzu artırır, layık olabilmek için daha dikkatli olursunuz. O bir kılavuzdu…

2013 yılında bir ekip halinde Kore Ulusal Kongresine gittik. Birbirimizi daha yakından tanıma fırsatımız oldu. İnsanların birlikte yol arkadaşlığı yapmak için aynı dünya görüşüne sahip olmalarının gerekmediğini, diğerine saygı duymanın yeterli olduğunu yaşayarak birbirimizde gördük. O bir gönül insanıydı…

Ardından yazılanlar ne çok insana dokunduğunu hepimize gösterdi. Bir kliniğe, emekli olduktan sonra da hocalık yapılabileceğini, bunun kendiliğinden oluşan bir kabul olduğunu, emaneti teslim ettiklerinin onun tedrisatından geçtiklerini her tavırlarında görmek, daha önce şahit olmadığımız müstesna bir özellikti. O bir hocaydı…

Fotoğrafındaki tebessüme bakıyorum da, sana ne çok yakışıyor, hani fotoğraf çekiliyor diye değil, doğal halini görüyor ve hatırlıyor olmak. O bir samimiyetti…

Güler yüzlü eşi Nevin Hanım ile birlikte, Elazığ ve Diyarbakır toplantılarının değişmez ev sahibi bir aile fotoğrafı gözümün önündedir. Nevin hanıma bu onulmaz acı için Allahtan sabırlar dilerim. Güzel hatıralarla anılmak bu sabra dayanak olacaktır inşallah. O bir eşti…

Daha yeni babamın taziyesi için aramıştın, üzüntülerini ifade ederken ki samimiyetin kulaklarımda yankılanırken, nereden bilecektik ki seni de kaybedeceğiz ve üzüntümüze üzüntü katılacak. Babam biraz daha yaşasa iyi olurdu diye düşünürken, daha genç bir kayıp ile sarsılmak bizlere vade denilen gerçeği hatırlatıyor. Sen iyi ve güzel bir insandın. Biz buna şahitlik ederiz, mekanın cennet olsun…

Sevgili Şinasi hocam, yaşadığın hayat geride kalanlara nasihat gibidir, nasipleniriz inşallah…

Prof. Dr. Bülent Topuz

Türk KBB BBC Derneği Başkanı